Suat öyle büyümüş ki! Arda'nın yanında kocaman ağabey edasıyla duruyordu. Bizimki zaten malum, salyadan geçilmiyor, ne bulsa ısırıyor. Minicik dişinin ucunu her yere gerçirmeye çalışıyor.
Sezenlere giderken Arda'yı erkek gibi giydirdik. Gri jeans pantalon, üzerine baklavalı sweet-shirt, adidas pabuçlar. Bizimki birden birkaç yaş büyük göründü gözüme. Ancak ilerleyen saatlerde tükürükle ıslanan üstünü değiştirmek ve daha rahat kıyafetlere geçmek zorunda kaldık.
Mecolar sayesinde ilk ve tek düzgün çekirdek aile fotoğrafımız oldu nihayet. Hep Arda'yı fotoğraflamaktan düzgün bir "üçümüz" fotoğrafı çekemez olmuştuk. Cumartesi akşamı bunu da çözmüş olduk.
Pazartesi akşamı eve geldiğimde ise öyle bir manzara beni bekliyordu ki. Sanki Arda büyümüşte 4-5 yaşına gelmiş. Salonun ortasında oturmuş, oyuncaklarıyla oynuyor, hem de tek başına. Beni kapıda gördü. Güldü. Oynamaya devam etti. Peki ben ne yaptım? Hemen gıdıya bir dalış ve salyalı gıdıyı bol bol öpücüğe boğdum.